Kibirli Kardeşlere Verilen Büyük Ders
Kibirli Kardeşlere Verilen Büyük Ders
Bundan yıllar yıllar önce küçük bir kasaba varmış. Bu kasabada Allah’tan korkan, onun rızasını kazanmak için insanlara yardım eden yaşlı bir adam varmış. Bu adamın çok büyük bağ ve bahçeleri varmış. Hasat zamanı bu bahçelerden elde ettiği ürünlerin bir kısmını ihtiyaç sahiplerine dağıtır diğer bir kısmını ise ailesi için ayırırmış. Bu yardımsever adamın ise altı çocuğu varmış.
Gün gelmiş bu yaşlı adam ölmüş ve bütün serveti, bağı bahçesi bu altı oğluna kalmış. Ancak çocukları, babaları gibi yardımsever değilmiş. Bağ ve bahçelerinden elde ettikleri ürünleri toplar, diğer köy ve kasabalara satmaya götürürmüş. Bunları sattıktan sonra aldıkları para ile evlerinin ihtiyaç duyduğu ne varsa alır, mutfak ve depolarını doldururlarmış. Ama Allah’ın kendilerine verdiği bu mallardan fakirlere zekat vermez ve yardım etmezlerdi.
Bu altı çocuktan biri vicdan sahibi biriymiş. Sahip oldukları servette fakirlerinde hakkının olduğunu söyler, babaları gibi fakirlere yardımcı olmaları gerektiğini söylermiş. Ama diğer kardeşleri onu dinlemez, kendi bildikleri gibi hareket ederlermiş.
Fakir olan insanlara yardım eden olmayınca, fakirler kendi kaderlerine terk edilmiş. Ama kimi zaman çocuklarının karınlarını doyurmak için, bu zengin kardeşlerin kapısına gider, Allah rızası için yiyecek bir şeyler isterlermiş. Bu zenginler, bu kadar malı onlara Allah’ın verdiğini unutmuş ve “bu malı, aklımız ve bilgimiz sayesinde kazandık,” deyip, kapılarına gelen fakirlere bayat veya çürümüş şeyler verirlermiş.
Bu zenginlerin düşüncesizliği, kibirleri ve fakirlere yardım etmeyişi Allah’ın bunlara büyük bir ders vermesini gerekli kılıyormuş.
Yeni bir hasat zamanı yaklaşmış ve bağ ve bahçelerdeki ürünlerin bolluğunu gören kardeşlerin ise keyfine diyecek yokmuş. Hasadın yapılacağı günün akşamı kardeşler bir araya toplanmış ve yarın ne yapmaları gerektiğini konuşuyorlarmış.
Kardeşlerden biri:
-“Kardeşlerim, yarın sabah erkenden ürünlerimizi toplamaya gidelim. Geç kalırsak bütün fakirler gelip bizden bir şeyler isterler. Onların ağlayıp, sızlanmalarını duymak istemiyorum,” demiş.
Diğerleri de kardeşlerinin fikrine katılıp, sabah erkenden kalkmak için odalarının yolunu tutmuşlar.
Bu kardeşler, Allah’ın gücünü, kudretini unutup kendilerince yaşayabileceklerini sanıyorlarmış. Ama yanılmışlardı. O gece Allah’ın emriyle korkunç bir fırtına çıkmış ve bu kardeşlerin bağ ve bahçelerinde ne varsa alıp götürmüştü.
Sabah olunca her şeyden habersiz olan kardeşler, kimseye görünmeden bahçelerinin yolunu tutmuşlar. Bahçelerine vardıklarında yanlış yere geldiklerini düşünmüşler. Çünkü gittikleri yerde, bahçeden eser kalmamış. Etraflarına bakındıklarında doğru yere geldiklerini anlamışlar ama bahçelerinden ise eser kalmamış.
Vicdanlı olan kardeş:
-“Ben size Allah’ın bize verdiklerinden fakirlere de verelim dememiş miydim?” demiş.
Diğerleri ağlayıp sızlanmışlar ve kardeşlerine hak verip pişmanlık duymuşlar. Allah’ın kendilerini affetmeleri için dua etmişler.
Yaptıklarından büyük pişmanlık duyan bu kardeşler, bahçelerini tekrar ekip eski haline getirmişler. Kazandıklarını, babaları gibi fakirlerle paylaşmışlar. Hem fakirlerin gönlünü almışlar hem de Allah’ın rızasını kazanmak için daha çok çalışmışlar.
Kibirli Kardeşlere Verilen Büyük Ders hikayemiz burada bitmiş.