Padişahın Vasiyeti Hikayesi

 Padişahın Vasiyeti Hikayesi

Bir zamanlar bir padişah ve üç oğlu varmış. Bir gün o padişahın ölüm vakti gelip yaklaşmış. Ölümünün yakın olduğunu anlayan padişah, oğullarını yanına çağırmış, padişah büyük oğluna:

-“Sana vasiyetim şudur ki ben ölünce her şehirde bir ev yap” demiş. Ardından ortanca oğluna:

-“Sen de her gece bir hırsızı idam ettir” demiş. En küçük oğluna da:

-“Sen de her ne yersen yağ ve bal ile ye” diye vasiyetini söylemiş.

Kısa bir süre sonra padişah ölmüş. Büyük oğlu babasının vasiyeti üzerine her şehir de bir ev yapmaya başlamış. Ortanca oğlu her gece bir hırsızı idam ediyormuş. Küçük oğlu da her ne yerse yağ ve bal ile yiyormuş. Babalarının kendilerine söylediği vasiyetlerin maksatlarının ne olduğunu anlamayarak birkaç gün bu şekilde devam etmişler. Bilgili bir adam padişahın oğullarını bu durumda görünce onlara:

-“Niçin böyle yapıyorsunuz” demiş. Bunun üzerine padişahın oğulları:

-“Babamız bize böyle vasiyet etti” demişler. Bilgili adam padişahın oğullarına:

-“Babanızın size ettiği vasiyetin amacı bu değildir. Siz, babanızın söylediği vasiyetteki gizli anlamı anlamadınız. Nitekim bir padişah başka bir memlekette yaşayan ve Allah’a inanmayan kafirlerden vergi istemiş. Bunun üzerine Allah’a inanmayan kişiler, padişaha:

-“Bizim iki sorumuz vardır. Eğer bu soruların cevaplarını verirsen sana vergiyi veririz” demişler.

Padişah kabul etmiş. Allah’a inanmayan kişiler, vergiyi hazırlamış ve birkaç adamla gönderip geçici olarak bir yere koymuşlar. Ardında soru sorması amacıyla bir papazı padişahın yanına göndermişler. Papaz, padişahın yanına vardığı zaman, padişahın yanında alimlerin olduğunu görmüş. Padişah da alimlerin yanına oturmuş. Papaz parmaklarını aralayarak ellerini alimlere doğru açmış, ardından elinin parmaklarını aşağı doğru sarkıtmış ve:

-“Bu ne demektir” diye sormuş.

Padişahın meclisinde bulunan alimler, şaşırıp kalmışlar ve çaresiz kalıp cevap verememişler. O anda padişahın meclisinde bir derviş varmış ve derviş öne çıkıp papaza:

-“Sen bu soruyu bana sor” demiş.

Bunun üzerine papaz tekrar parmaklarını aralayıp ellerini dervişe doğru açtığı anda derviş, yumruğunu papazın eline karşı tutmuş; papaz tekrar elinin parmaklarını aşağıya doğru sarkıtınca derviş yumruğunu açıp parmaklarını yukarıya doğru kaldırmış. Papaz, dervişin bu şekilde cevap verdiğini görünce vergiyi geçici bir süre koyduğu yerden alıp padişaha teslim etmiş. Padişah, dervişe papaza verdiği gizli cevabın ne olduğunu sormuş.

Derviş:

-“Papaz, parmaklarını aralayıp ellerini bana doğru açtığında bana ’Şimdi bu ellerimi senin yüzüne vururum’ dedi. Ben de ona karşı yumruğumu tutup ‘Eğer sen bana vurursan ben de senin boğazına bu yumruğu vururum” dedim. Sonra papaz, parmaklarını aşağıya doğru sarkıttığı zaman bana “Seni altıma alıp boğazını sıkarım” dedi. Ben de yumruğumu açıp parmaklarımı yukarıya doğru tuttuğumda papaza “Seni üzerimden kaldırıp boğazını sıkarım” dedim. Bu şekilde gizli işaretlerle anlaştık.

Padişah, dervişin sözüne inanmayıp papazı getirip papaza:

-“Derviş senin gizli işaretlerini anladı. Sen de gizli işaretlerinde ne demek istediğini bana anlat” demiş. Bunun üzerine papaz, padişaha:

-“Ben dervişe Beş vakit kılıyormuşsun doğru mudur? diye sordum. Derviş de bana doğrudur hatta bu yumruk kadar sağlamdır dedi. Ardından gökyüzünden yağmur niçin yağar? diye sordum. Derviş otların parmaklar gibi yerden büyümesi için yağar dedi. Dervişin sorulara verdiği cevaplar kitaplarımızda da yazılmış ve işaret edilmiştir” demiş.

Sonra papaz, tekrar memleketine gitmiş. Padişah, o anda papazın gizli işaretlerini dervişin yanlış anladığını öğrenmiş. Derviş, papazın gizli işaretlerini yanlış anlayıp kendine göre yorumlayıp papaza gizli işaretlerle cevap vermiş. Fakat dervişin verdiği cevaplar, papazın gizli işaretlerine uygun cevaplarmış. Dervişin bu cevaplarını padişah çok beğenmiş ve papazın kendisine getirdiği mallardan dervişe bir kese mal vermiş.

Bilgili adam:

-“Ey şehzadeler bu durumda, siz de babanızın gizli işaretlerle size ettiği vasiyeti anlamamışsınız,” demiş. Bunun üzerine şehzadeler, bilgili adama:

-“Babamızın gizli işaretlerle ettiği vasiyeti bize açıkla, ona göre bizde babamızın vasiyetini yerine getirelim” demiş.

Bilgili adam:

-“Babanızın büyüğünüze “Her şehirde bir ev yap” dediği şudur. Her şehirde bir arkadaş edin. Her ne zaman o şehre varırsan o arkadaşın evi senin evin gibi olur demektir. Ortancanıza “Her gece bir hırsız idam et” dediğinden maksadı şudur. Arzularını, isteklerini kontrol altına al, onun kölesi olma, demektir. En küçüğünüze “Her ne yersen yağ ve bal ile ye” dediği ise şudur. Aç kaldığında çok sabret. Sabır etmek, kuru ekmeği bal gibi tatlı yapar, demek istemiş.

Bilgili adamdan bu sözleri duyan şehzadeler, cahillik ettiklerini anlamışlar ve o işlerden vazgeçip bilgili adamın sözlerine uyup babalarının istediği şekilde hareket etmişler.

Kaynak: Kırk Vezir Hikayeleri, Padişahın Vasiyeti Hikayesi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.