Şerbetçi Çocuk ile Büyücü Adam Hikayesi

Şerbetçi Çocuk ile Büyücü Adam Hikayesi

Eski zamanlarda ülkenin birinde şerbetçi bir adam varmış. Bu şerbetçi adamın yakışıklı, akıllı ve becerikli bir oğlu varmış. O kadar yakışıklıymış ki bakan bir daha bakmak istiyormuş. Bir gün, Kuzey Afrikalı bir adam, şerbetçinin dükkanına gelmiş. Şerbetini içmiş o arada Şerbetçinin oğlunun çok akıllı ve terbiyeli olduğunu görmüş.

Kuzey Afrikalı adam her gün çocuğu görmek amacıyla şerbetçi dükkanına gelerek bir bardak şerbet içermiş. Ardından da çocuğa bir altın verip gidermiş. Çocuk bu durumu babasına anlatmış. Şerbetçi, oğluna:

-“Ey oğlum! O kuzey Afrikalı adam dükkana geldiğinde onu alıp eve getir. Bakalım kimin nesidir” demiş.

Ertesi gün adam, dükkana gelmiş. Şerbetçinin oğlu, o adamı eve davet etmiş ve babasının yanına götürmüş. Şerbetçi, Kuzey Afrikalı adama:

-“Kimsin?” diye sormuş.

-“Zavallı biriyim, kimsem yoktur” demiş.

Şerbetçi:

-“Mademki zavallı ve kimsesiz bir adamsın, bizim evde misafirimiz ol” demiş. Kuzey Afrikalı adam:

-“Tamam” deyip birkaç gün Şerbetçinin evinde kalmış.

Adam, misafir kaldığı zaman içinde, şerbetçinin oğlunun becerikliliğini daha fazla beğenmiş. Bir gün şerbetçinin oğluna değerli bir taş göstermiş ve:

-“Filan yerde bir kuyu var, senin yüzüne açılır. Benimle gelip kuyuyu açarsan sana çok mal veririm” demiş. Şerbetçinin oğlu:

-“Babama söyle, izin verirse seninle giderim” demiş.

Kuzey Afrikalı adam babasına söylemiş. Babası oğluna izin vermiş. Adam, şerbetçinin oğlunu yanına alarak şehrin dışına çıkmış, yıkık, harap bir kuyunun yanına varmış. Kuyu ağzına kadar suyla doluymuş. Adam kağıda bir şeyler yazarak kuyunun içine atmış. Ardından kuyudaki su, aşağıya doğru çekilerek yok olmuş. Sonra adamla şerbetçinin oğlu, kuyuya inmişler. Kuyunun dibinde kilitlenmiş bir kapı varmış. Kuzey Afrikalı adam, tekrar kağıda bir şeyler yazıp kapının kilidinin üstüne koymuş. Ardından kapının kilidi açılmış ve içeri girmişler. İçeride siyah bir adam, büyük bir taşı eline almış, başının üstünde tutuyor; içeriye kim girerse üstüne atıp öldürüyormuş. Kuzey Afrikalı adam, dua okuyup siyah adamın üzerine üfürmüş. Bunun üzerine siyah adam, taşı başının üzerinden indirip yere koymuş. Kuzey Afrikalı adamla şerbetçinin oğlu oradan geçip gitmişler. Karşılarına camdan yapılmış bir kapı çıkmış. Kapının önünde iki tane ejderha duruyormuş. Kuzey Afrikalı adamla şerbetçinin oğlu kapıya doğru yaklaşınca ejderhalar onlara saldırmış.

Kuzey Afrikalı adam, yeniden bir dua okuyup ejderhaların üzerine üflemiş. Bunun üzerine ejderhalar kaçıp bir deliğe girmiş. Ardından cam kapı açılmış. İçeriye girdiklerinde odanın bir köşesinde kırmızı renkli değerli taşlar, bir köşesinde değerli süs taşları, bir köşesinde altınlar, bir köşesinde siyah toprak ve ortasında da taht varmış. Tahtın üstünde ise bir tabut varmış. Tabutun içinde biri yatıyormuş ve başının üzerinde bir levha varmış.

Levhanın üzerinde:

-“Ben büyük bir padişahtım. Bu dünyayı yönettim. Ecel gelip ölünce dünyaya hiç gelmemiş gibi oldum. Ey beni bu durumda gören kişi! Bana dua et” diye yazılıymış.

Tabutta yatan padişaha dua etmişler. Sonra Şerbetçinin oğlu, o kıymetli taşlarla altınlardan taşıyabileceği kadar almış. Kuzey Afrikalı adamsa siyah topraktan başka bir şey almamış. Çünkü kimyadan, büyüden daha büyük olan akla uygunluktur. Üstün olanından kilolarca altın ortaya çıkar. Sonra şerbetçinin oğluyla Kuzey Afrikalı adam kuyunun içinden çıkmışlar. Kuyudan çıktıklarında önceden olduğu gibi kuyunun içi suyla dolmuş ve kimse girmemiş gibi olmuş. Daha sonra Kuzey Afrikalı adamla şerbetçinin oğlu sohbet edip içki içmişler. Bu sırada şerbetçinin oğlu Kuzey Afrikalı adama:

-“Okuduğun duaları ve yazdığın büyüleri bana öğret” diye ısrar etmiş.

Kuzey Afrikalı adam, ısrarlarına dayanamayarak şerbetçinin oğluna öğretmeye başlamış.

Daha sonra eve dönmüşler. Bir ara oğlu, Şerbetçiye:

-“Ben, Kuzey Afrikalı adamdan bu ilmi öğreneyim. Öğrendikten sonra adamı öldüreyim. Bütün sihirleri ve bildiği dualar bizim olsun” diye söylerken, Kuzey Afrikalı adam, bu söylediklerini duymuş ve “İyiliğe kötülük dedikleri doğrudur” diyerek o anda ortadan kaybolmuş.

Kaynak: Kırk Vezir Hikayesi, Şerbetçi Çocuk ile Büyücü Adam Hikayesi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.