Aptal Kuşun Başına Gelenler

Aptal Kuşun Başına Gelenler

Aptal kuşun biri, bir gün bir çayıra gitmiş. Orada avcının biri bir tuzak kurmuş ve içine de buğday taneleri koymuş. Kendisini gizlemek için otlara ve yapraklara bürünmüş.  Kuşcağız gelip adamın saklandığı dallara konu vermiş. Bakmış ki adamın biri ot ve yapraklara bürünmüş. Bu çok tuhafına gitmiş. Onun bildiği insanlar giysi giyerlermiş. Dayanamayıp sormuş.

-“Sen kimsin, in misin cin misin? Neden böyle yeşiller giyinmişsin yoksa birilerinden mi saklanıyorsun?” diye sormuş.

Avcı: -“Ben kendimi ibadete adamış bir zahidim. Dünyadan elimi eteğimi çektim. Böyle tenha yerlerde dolaşıyor, ibadet ediyor ve ot ve meyvelerle besleniyorum. Aza kanaat etmeyi öğreniyorum,” demiş.

Kuş, adama daha birçok soru sormuş, cevaplar almış ve sonunda bir yerlere serpilmiş buğday tanelerini görmüş.

-“Bunlar senin mi?” diye sormuş.

Avcı:

-“Bunlar bana, kimsesi olmayan bir yetimin emanetidir. Nemlenmişlerdi, güneşe serdim ki küflenmesinler,” demiş.

Aptal kuşun karnı çok açmış. O gün kursağına bir lokma bile girmemiş. “Biliyor musun ey yürekli kişi, bugün ağzıma bir lokma bile koymadım, açlıktan kursağım sızlıyor. İzin verirsen bu buğdaylardan yiyip karnımı doyurayım. Zorda kalınca değil emanet mal, leş bile yenebilir,” demiş.

Avcı: -“Sana bu buğdaylardan veremem. Çünkü beni emin bildikleri için onları bana emanet ettiler. Ben dini bütün bir adamım, emanete ihanet edemem. Var git karnını başka yerde doyur, yetim malı helal olmaz,” demiş.

Fakat kuşun karnı zil çalıyormuş. Nasihat dinleyecek durumda da değilmiş. “Ey zahit kişi, izin ver de birkaç buğday tanesi yiyeyim,” demiş.

Avcı:

-“Bak, eğer ihtiyacın yoksa bu buğdaylar sana haram olur ve bile bile suç işlemiş olursun. Haram bir malı yemektense aç durmak daha iyidir,” demiş.

Söz uzayıp gitmiş ve kuşun da dayanacak gücü kalmamış artık. Karnı tok olsa nasihat dinlerdi belki. Ama şimdi çok aç ve daha fazla dayanamamış.  Büyük bir hırsla buğdaylara saldırmış. Saldırmış saldırmasına ama o anda da tuzağa yakalanmış. Kurtulmak için boşuna çırpınmış. Aklı başına gelmiş ama özgürlüğü elden gitmiş artık. Kendi kendine, “ ah ahmak kafam ne diye hilebazların, yalancıların sözüne kandım. İnsanoğlundan kime ne fayda gelmiş ki bana fayda gelsin,” demiş.

Bunu duyan avcı, “suç insanoğlunda değil, suç senin aç gözlülüğünde, onların yetim malı olduğunu bile bile yemeye yeltendin. Oysa ben seni uyarmıştım. Gözlerini hırs bürümüşlerin sonu işte böyle olur. Kendi düşen ağlamaz,” demiş ve kuşu avlamış.

Kaynak: Mesnevi, Aptal Kuşun Başına Gelenler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.