Ezanın Belirlenmesi Nasıl Oldu?

Ezanın Belirlenmesi Nasıl Oldu?

Önceleri, namazın vaktinin geldiğini cemaate duyurmak için yalnızca yüksek sesle “Namaza, namaza!” diye insanlar çağrılırdı.

Allah Rasulü (sas), halkı namaza davet şeklinin nasıl olması gerektiği hususunu ashabıyla istişare etti. Bazısı; “Namaz vakti geldiği zaman bir sancak dikelim, Müslümanlar onu gördüklerinde birbirlerine haber versinler.” dedi. Fakat Peygamber Efendimiz bu teklifi beğenmedi.

Boru çalınması teklif edildi, onu da beğenmedi: “Bu, Yahudilerin aletidir.” buyurdu. Çan çalınmasından bahsedildi. Peygamber Efendimiz: “O da Hıristiyanların işidir,” buyurdu.

Ezanın Belirlenmesi Nasıl Oldu?

Abdullâh bin Zeyd, Allah Rasulü (sas)’i çok seven, O’nun derdiyle dertlenecek kadar gönlünü O’na bağlamış bir sahabe idi. Ezan hususunu istişare ettikleri meclisten ayrılıp Allah Resulu (sas)’in derdiyle dertlenerek evine geldikten sonra, uyku ile uyanıklık arasında bir haldeyken Ezan-ı Muhammedi’nin bu günkü ifadelerini işitti. Hemen Resulullah (sas)’in yanına giderek durumu anlattı:

“-Ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri gelip bana ezanı öğretti,” dedi.

Bu sırada Hazret-i Ömer (ra) da aynı rüyayı görmüş ve Allah Resulü’ne anlatmıştı. Bunun üzerine Allah Hazreti Peygamber (sas):

“-Ey Bilal kalk ve Abdullah bin Zeyd’in söylediklerini tatbik et!” buyurdu.

Bilal (ra) da Hazreti Abdullah’ın bildirdiği şekilde ezan okudu. (Ebû Dâvûd, Salât, 27/498)

Bilâl-i Habeşî, ilk ezanı okuduğu zaman Medine’nin bir ucundan diğer bir ucuna bu yüce dâvet ulaştı. Ezanla birlikte semalar yankılandı. Müminler, büyük bir neşe içinde mescide koştular. Böylece ezan, hem sadık rüya, hem Allah Resulü’nün ikrarı, hem de vahiy ile sabit, kuvvetli bir sünnet oldu.

Hazreti Peygamber (sas) bir hadis-i şerifte, müezzinle birlikte ezanı tekrarlayan kimsenin cennete gireceğini haber vermiştir. Ezandan sonra yapılacak dua hakkında ise şöyle buyurmuştur:

“Kim ezânı işittiği zaman:

“Ey bu eksiksiz davetin ve kılınan namazın Rabbi! Hazreti Muhammed -aleyhissalâtü vesselam-‘a Vesîle’yi ve fazîleti ver. O’nu va’dettiğin Makâm-ı Mahmûd üzere haşret’ derse, ona kıyâmet günü mutlakâ şefaat ederim.” (Buhârî, Ezân, 8; Ebû Dâvûd, Salât, 37/529)

Diğer hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur:

“İki duâ vardır, reddedilmez veya çok nâdir reddedilir: Ezan esnasında yapılan dua ile Allah yolunda cihad ederken insanların birbirine hücum ettikleri andaki dua.” (Ebû Dâvûd, Cihâd, 39/2540)

Kaynak : Osman Nuri Topbaş’ın Hz Muhammed (sas) adlı kitabından yararlanılmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.