Fil Hadisesi
Fil Hadisesi, Peygamber Efendimizin doğduğu yıl gerçekleşmişti. Olayın özeti ise şöyleydi. Yemen Valisi Ebrehe, Kâbe’nin dini bir merkez oluşunu kıskanıyor ve Kâbe’nin dini ziyaretlerden kazandığı paranın kendi şehrine girmesini istiyordu. Bunun için görkemli bir kilise inşa etmiş ama ona rağmen ziyaretçi bulamayınca, Kâbe’yi yıkmak için Mekke’ye doğru yol almıştı.
Dünyanın Merkezindeki Şehir ve Fil Hadisesi
Kâbe, İlk insan ve ilk peygamber olan Hz Âdem (as) tarafından Allah’ın emri doğrultusunda yapılmıştı. Kâbe, Allah’ a ibadet etmek isteyenlerin ilk kıblesidir. Ancak Hz Âdem’den binlerce yıl sonra Kâbe, bakımsızlıktan yıkılmıştı. Hz İbrahim (as) ise oğlu Hz İsmail (as) ile birlikte Kâbe’yi tekrar yapmışlardı. Kâbe, Allah’a yapılan ibadetler için kıble olarak belirlenmişti ve Hz İbrahim bunu tekrar vücuda getirmişti. Hz İbrahim ve Hz İsmail’den sonra, Mekke halkı şeytanların telkiniyle Allah (cc)’a ortaklar icat etmişlerdi. Her kabilenin kendine has bir tanrısı yani putu vardı. Bu putları taştan, çamurdan, hamurdan, tahtadan yapıyor sonra kendilerine zenginlik, sağlık, güç vermesi için onlara tapıyorlardı. Çevre ülke ve kabilelerin yüzlerce tanrısı yani putu, Kâbe içerisinde bulunuyordu. Mekke ileri gelenleri, her yıl panayırlar düzenler ve Kâbe’de putu olan insanların Kâbe’ye gelip hem ticaret hem ibadet yapmalarına olanak sağlıyorlardı. Bundan dolayı da zenginliklerine zenginlik katıyorlardı.
Yemen valisi Ebrehe, Mekkelilere para kazandıran bu dini yapının yani Kâbe’nin yerine, çok büyük ve görkemli bir kilise yaptırdı. Böylece dini merkez olarak Yemenin olmasını istiyordu. Ancak umduğu gibi olmadı ve insanlar Kâbe’yi ziyaret etmekte ısrar ediyorlardı. Ebrehe’nin elinde son bir koz kalmıştı; o da Kâbe’yi yıkmak. Bunun üzerine fillerden oluşan büyük ve görkemli bir ordu düzenleyip Mekke üzerine yürüdü. Mekke’ye yakın bir yerde konakladı. Öncü askerleri, dışarıda otlayan Mekkelilere ait hayvanları gasp etmişti. Sonrasında Ebrehe Mekke şehrinin yöneticisine elçi gönderip, görüşmek istediğini bildirmişti.
O dönemde Mekke’nin yöneticisi Hz. Peygamberin dedesi Abdulmuttalip’ti. Abdulmuttalip, Ebrehe’nin huzuruna çıkmış ve Ebrehe; ‘Kâbe’yi yıkmaya geldiğini, karşı çıkılmazsa kimsenin canına dokunulmayacağını,’ söylemişti. Sonrasında ise; ‘bir isteğinin olup olmadığını,’ sormuştu. Abdulmuttalip ise; ‘gasp edilen hayvanlar içerisinde kendisine ait 200 devenin kendisine iade edilmesini,’ istemişti. Ebrehe, bunu kabul etmişti ama ‘neden Kâbe’nin yıkılmaması için talepte bulunmadığına’ da şaşırmıştı. Bunun nedenini sorunca:
Abdulmuttalip:
-‘Ben bana ait olanları korumakla sorumluyum. Develer bana aitti ve develerimi istedim ama Kâbe’nin sahibi ise Allah’tır. Onu da O korur,’ diye cevap vermişti. Ebrehe ise; ‘görecez,’ diye imalı bir şekilde alay etmişti. Abdulmuttalip develerini alıp gitmiş, sonrasında şehir halkıyla şehri kolaylıkla görebilecekleri tepelere çıkmışlardı.
Ebrehe, en önde olan Mahmut adında ki devasa fil ile ordusunu harekete geçirecekti. Ama Ebrehe’nin ‘bir vuruşta Kâbe’yi yıkar’ diye düşündüğü Fil, yerinden kımıldamıyordu. Askerler ne yaptıysa fili Kâbe’ye doğru hareket ettiremiyorlardı. Ama Yemene doğru gidilmesi istendiğinde ise gidiyordu. Az sonra gökyüzünde bir karaltı görülmüş. Büyük bir kırlangıç sürüsü ağız ve pençelerindeki küçük taş ve sert toprağı Ebrehe’nin ordusu üzerine bırakmış. Ve kırılmış bir ekin tarlası gibi Ebrehe ordusu tamamıyla yok olmuş.
Fil hadisesi Mekkelilerin hafızasında güçlü bir yer bulmuştu ve Fil Suresinin indirilmesi ile bu olay insanlık için ölümsüzlük kazanmıştır.