Hazreti Üzeyir Kimdir?

Hazreti Üzeyir Kimdir?

Hazreti Üzeyir (as) Harun (as)’ın neslindendir. Yahudiler, Hazreti Üzeyir’i “Ezrâ” olarak bilirler. Hazreti Üzeyir’in peygamber olup olmadığı hususunda Kur’ân-ı Kerim’de kesin bir bilgi yoktur. Ayrıca Peygamber efendimiz Muhammed Mustafa (sas)’de: “Üzeyir’in peygamber olup olmadığını bilemiyorum,” dediği rivayet edilmiştir. (Ali el-Müttaki, XII, 81/34087)

Kur’an-ı Kerim’de Üzeyir (as)’dan bir yerde bahsedilir. Burada, onun ilahi bir hikmet gereği, ruhunun alınıp, yüz sene sonra tekrar diriltildiği bildirilir. Hazreti Üzeyir’in yaşadığı devirde İsrailoğulları azgınlık ve taşkınlıklarını iyice artırmışlardı. Allah Teala da, bir bela ve musibet olarak onların başına Buhtünnasr’ı musallat etmişti. Buhtünnasr, Şam ve Ürdün bölgelerini istila etti. Mescidi Aksa’yı yıktı. Bağ, bahçe ne varsa hepsini talan etti. Savunmasız, mazlum kadın, çocuk, yaşlı demeden öldürdü. Genç ve işe yarar gördüğü kimseleri de köle olarak yanında götürdü. Bu esirlerin arasında Hazreti Üzeyir de bulunuyordu.

Rivayetlere göre Hazreti Üzeyir elli yaşlarında iken kaçarak esaretten kurtulmuş ve bir merkeple Kudüs’e doğru yola çıkmıştı. Kudüs’e yaklaştığında şehrin harap olmuş haline baktı ve çok üzüldü. Karnı da iyice acıkmış olduğundan merkebini bir ağaca bağladı ve topladığı meyvelerle karnını doyurdu.

Bir ağaca yaslanarak, her tarafa dağılmış olan kemikler ile harap olan şehri tefekkür etmeye başladı. Bunca harap vaziyetteki bir yerin yeniden nasıl dirileceğini, canlanacağını düşünerek uykuya daldı.

Allah Teâlâ buyuruyor:

Yahut evlerinin duvarları çatıları üzerine yıkılmış, ıssız bir kasabaya uğrayan kimsenin durumu gibi. Bu kişinin, “Allah, bütün bunları öldükten sonra nasıl diriltecek?” demesi üzerine Allah onu yüzyıl ölü olarak tuttu, sonra diriltti. “Ne kadar kaldın” diye sordu. “Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldım” dedi. Allah “Hayır, yüzyıl kaldın. Anlamak için yiyeceğine içeceğine bak, henüz değişmemiş; eşeğine bak, -seni insanlara bir işaret kılmamız için- ve kemiklere bak, onları nasıl düzeltiyor ve üzerini etle kaplıyoruz” buyurdu. Artık o adam için durum açıkça ortaya çıkınca, “Biliyorum ki Allah kesinlikle her şeye kadirdir” dedi. (Bakara, 259)

Hazreti Üzeyir (as), uyuduğu zaman sabah vakti idi. Uyandığında henüz güneş batmamıştı. Ancak aradan geçen zaman, yüz yıldı. Bu arada Buhtünnasr ölmüş, bütün esirler serbest kalmış ve Kudüs’e dönmüşlerdi. Mescid-i Aksa tamir edilmiş ve bütün şehir tekrar eski canlılığına kavuşmuştu.

Allah’ın emriyle kemikleri geride kalmış olan eşek, tekrar dirildi ve Hazreti Üzeyir eşeğine binip şehre doğru gitti. Şehre girdiğinde ne şehir eski şehirdi ne de insanlar eski tanıdık insanlardı.

Buhtünnasr, Kudüs’ü işgal edip yağmaladığı zaman, bütün Tevrat nüshalarını da yaktırmıştı. Bunun için Hazreti Üzeyir (as), daha önceden bildikleri doğrultusunda ilahi hükümleri tanzim ederek dini yeniden ihya etti.

İbn-i Abbas’tan gelen rivayete göre Allah Teâlâ, İsrailoğulları Tevrat’ı bırakıp kendi heva ve hevesleri peşinde koştukları için Tevrat’ı onlardan almış ve onlara unutturmuştu. Başlarına gelen musibetten ders alan kimi Yahudiler buna çok üzülmüş Allah’a pişmanlıklarını bildirmişti. Hazreti Üzeyir’de Tevrat şeriatının tekrar kendilerine hatırlatılması için Allah’a sığındı, yalvarıp yakardı.

Allah (cc) bu yakarışlarını kabul edip, Hazreti Üzeyir’e Tevrat’ı tekrar hatırlattı. Çünkü Hazreti Üzeyir, daha önceden Tevrat’ı ezbere bilenlerden biriydi. Daha sonra da Tevrat’ın içinde saklandığı sandık bulundu. Hazreti Üzeyir’in öğrettiği Tevrat ile sandıkta bulunan Tevrat’ın aynı olduğunu gören İsrailoğulları Hazreti Üzeyir’e karşı daha bir sevgi göstermeye başladılar. Hazreti Üzeyir vefat ettikten sonra, bu Yahudi topluluğu Allah’a çok büyük bir iftira atarak, haşa “Üzeyir Allah’ın oğludur” diye söylemeye başladılar.

Bu durum ayet-i kerimelerde şöyle anlatılır:

Yahudiler “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler, hıristiyanlar da “Mesîh (Îsâ) Allah’ın oğludur” dediler. Bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. Allah onları kahretsin! (Gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar! (Tevbe, 30)

Günümüz Yahudileri, Hazreti Üzeyir’in Allah’ın oğlu olmadığını iddia etseler de biz Kuran-ı Kerim’den Yahudilerin en azından bir dönem öyle söylemiş olduklarını biliyoruz. Şimdiki Yahudilerin böyle bir inanç taşımasını bizlerde istemiyiz. Şöyle ki bu sözler şirk sözlerdir ve Allah’a atılan en büyük iftiralardandır.

Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de ve Hazreti Muhammed (sav)’e bildirdikleriyle doğru yolu insanlığa çizmiştir. Bu kural ve kaidelere uyan kazanır, uymayan da kaybeder. Allah, bizi kazananlardan kılsın. Allah’a iftira atanlar hem bu dünyada hem ahirette kahrolsun. Amin.

Hazreti Üzeyir Kimdir? Hazreti Zübeyir’in Hayatı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.