Cinlerin Sihirli Aynası

 Cinlerin Sihirli Aynası

Günlerden bir gün çocuğun biri pazarda bir yılan satıcısı görmüş. Yılan satıcısının bir sürü yılanı varmış. Çocuk, bu yılanların içinden alaca renkli ve oldukça güzel bir yılanı beğenip satın almış. Sonra yılanı evine götürmüş. Çocuk, yılanla çok iyi anlaşıyormuş. Günlerden bir gün çocuk yılanla oynarken yılan, çırpınıp bir kıza dönüşmüş. Yılanın kıza dönüştüğünü gören çocuk şaşıp kalmış. Çocuk, kıza:

-“Bu da nedir? Bu ne demek oluyor şimdi” demiş. Kız:

-”Ben bir padişahın kızıydım. İlkbaharda yeşil çimenlerin üzerinde birkaç arkadaşımla yılan gibi hareketler yapıp oynuyorduk. O yılancı yanımıza gelip bana büyü yaptı ve beni yakalayıp sana sattı. Sen de beni yılancıdan satın aldın. Şimdi o yılancı öldü ve büyüsü bozuldu. Ben de önceki halime geri döndüm. Beni memleketime götür ve babama sat. Babam ne kadar para istediğini sorarsa para yerine cin aynasını iste ve bundan başka bir şey almayı kabul etme. Altın ve para gibi bir şey isteme. Şüphesiz cin aynasını sana verir ve benden dolayı sana bir şey yapmaz. Onun faydasını görürsün. Sonra hiç kimseye inanma. Çünkü her zaman bir şey istersen cin aynası onu sana verir. Her zaman cin aynasına ‘Ey cin aynası! beni filan yere götür’ dediğinde göz yumup açıncaya kadar cin aynası seni istediğin yere götürür” demiş.

Daha sonra çocuk kızı yanına alıp babasına götürmüş. Çocuk, kızı babasının yanına bırakıp karşılığında cin aynasını alıp gitmiş.

Çocuk cin aynasına:

-“Ey cin aynası! beni evime götür” deyip gözlerini yumup tekrar açmış ve kendisini evinde bulmuş.

Çocuğun yaşadığı ülkenin padişahının çok güzel bir kızı varmış. Çocuk, padişahın kızının güzelliğini duyunca onu görmek istemiş. Çocuk bir gece:

-“Beni o kızın evine götür diye emretmiş” gözünü açıp kapayınca kendisini padişahın kızının yanında bulmuş.

Sonra çocuk, kız ile biraz oturup sohbet etmiş. Çocuk tekrar cin aynasına:

-“Beni bu kız ile evime götür” diye emretmiş ve gözlerini kapayıp açınca kendilerini çocuğun evinde bulmuşlar. Bunun üzerine kız:

-“Neredeyim ben?” demiş. Çocuk:

-“Burası benim evimdir. Seni buraya ben getirdim” demiş.

Sonra kız ile çocuk birbirine aşık olmuşlar. O gece yiyip içip eğlenmişler. Sabah olduğunda kızın babası, kızını odasında göremeyince bağırıp çağırmaya başlamış. Kızın babasının yanında birkaç büyücü kadın varmış. Kızın babası, büyücü kadınları kızını arayıp bulmaları için göndermiş. Büyücü kadınlar kızı aramaya başlamışlar. En sonunda kadınlar, kızı çocuğun evinde olduğunu anlamışlar. Büyü yapıp içeriye girmişler. Kız ile çocuk uyuyormuş. Büyücü kadınlar Cin aynasını alıp, Cin aynasına:

-“Kızı ve bizi padişahın sarayına götür” diye emretmişler.

Bunun üzerine cin aynası, büyücü kadınları ve kızı padişahın sarayına götürmüş. Ardından büyücü kadınlar, padişahın yanına varıp kızını bulup getirdiklerini söylemişler ve cin aynasını padişaha vermişler. Padişah, cin aynasını alarak hazineye koyup saklamış ve büyücü kadınlara:

-“O çocuk buraya gelirse, yanıma getirin” demiş.

Çocuk uykudan uyanınca kızın ve cin aynasının yanında olmadığını görmüş. Çocuk:

-“Bu hile, büyücü kadınların işidir” demiş.

Sonra kalkıp bir kedi ve bir köpekle kızın sarayına girmiş. Meğer büyücü kadınlar, çocuğun gelmesini bekliyorlarmış. Çocuk, saraya yaklaşınca büyücü kadınlar, çocuğu yakalayıp padişahın yanına götürmüşler. Padişahın çok derin bir kuyusu varmış. Padişah, öldüreceği kişileri bu kuyunun içine atarmış. Çocuğu tutup o kuyuya atmışlar ve kuyunun ağzını büyük bir taşla sıkı sıkı kapatıp gitmişler.

Çocuğun yanında saraya gelen kedi ve köpek, çocuğun atıldığı kuyunun ağzına gelip çocuğu beklemiş. Köpek, kuyunun ağzını ayaklarıyla kaza kaza bir delik açmış. Kedi açılan delikten kuyunun içine girip çocuğun üstüne düşmüş. Çocuk kediyi alıp okşamış ve yanına almış.

Kuyunun içi sayısız fareyle doluymuş. Bu fareler insan etini yemeyi öğrenmiş ve çocuğa da saldırmışlar. Kedi, fareleri yakalayarak boğup öldürmüş. Fareler bu durumu padişahlarına anlatmış. Farelerin padişahı, kuyuya gelip çocuğa:

-“Ey delikanlı! Bizi öldürüp tükettin. Şimdi benden ne dilersen dile bizi bu boz kedinin elinden kurtar” demiş. Bunun üzerine çocuk, farelerin padişahına:

-“Senden cin aynasını istiyorum” demiş.

Bunu duyan farelerin padişahı, hemen fareleri de yanına alıp padişahın hazinesinden cin aynasını çalarak çocuğa getirip vermiş. Çocuk, cin aynasını eline alıp Allah-u Teala’ya sonsuz şükürler etmiş. Tekrar padişahın kızını alıp kimsenin bilmediği bir yere gitmiş. Kimsenin bilmediği o yerde mutlu mesut yaşamışlar.

Kaynak: Kırk Vezir Hikayeleri, Cinlerin Sihirli Aynası Hikayesi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.